CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na evvelki gün yapılan PKK saldırısını kınıyorum. Hem bu saldırıda, hem de dün Cizre’de şehit olan güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize şifa diliyorum.
Tabii tüm bu saldırıların hepsi birbiri ile bağlantılı. Bunu söylemek bile abes.
Yıllarca, bir ülkeyi çökertmenin yegâne yolu olan ülke içindeki muhabbeti hedef aldılar. Türk Kürt’e, Alevi Sünni’ye, dindar sekülere nefret beslemeliydi, öyle ki ülke içten içe çürüsün, devlet refleks gösterme kabiliyetini kaybetsin.
Esasen, 15 Temmuz işgal denemesini, bu parçalanmanın gerçekleştiğini varsayarak yaptılar ve o kibirli/kötücül planlarını millet başlarına geçirdi.
Hâlâ nasıl olup da bu kırk yıllık planın böyle birkaç saatte çöktüğünü anlamaya çalışıyorlar.
Ve bu öfkeyle, tercihini bölünmeden, kaostan değil ülkesinden yana kullanan herkese saldırıyorlar.
Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı da bunu bir göstergesi.
15 Temmuz’da milli ve vatansever duruş gösteren her lider tabii ki hedeftir.
Kılıçdaroğlu’nun saldırı sonrası yaptığı açıklamalar, programına devam etmesi, bir siyasetçiyi değerli kılan tavırlardı.
Dolayısıyla, “böyle günlerde oralarda ne işi var” eleştirileri anlamsız ve yanlıştır. Siyasetçi gerektiğinde canı pahasına 784 bin km kare vatan toprağını karış karış gezer ve teröre boyun eğmez.