İktidar mücadele alanları zamana bağlı olarak değişikliğe
uğradı. Son büyük evresi, Avrupa burjuvazisinin derebeylerine karşı
otokratik kralların yanında yer alması ile merkezileşmeye gidilen
döneme dayanıyor. Kent devletlerinde tüccar ve esnaflar pazar
oluşturma, ürün tamamlama, geniş çaplı üretim yapma ve işçi bulma
konusunda sıkıntı çektiklerinde merkezileşmeye ihtiyaç duydular.
Bunun için gereken birliği önce derebeylerine karşı otokratik
kralları destekleyerek sağladılar, sonra da o kralların politik
gücünü belediyeler ve parlamentolar ile sınırladılar.
Bu arada mülkiyetin korunması, sermayenin güvenli şekilde dolaşımı
ve tüccarların gücünü aşan okyanus ötesi kolonyal yağmanın
düzenlenebilmesi için de güçlü bir devlet organizasyonuna ve
düzenli ordulara ihtiyaç duyuldu. Yine mülkiyet ve sermayenin rahat
ettirilmesi için gerekli hukuk kuralları Venedik gibi tacir
kentlerde bugünküne yakın hallerini aldı. Bu merkezileşmeye dönük
en büyük tehditlerden birisi de Papalık idi. 8. Henry şüphesiz
Aragonlu Catherine'den boşanıp, Anne Boleyn'le evlenebilmek için
İngiltere Kilisesi'ni kurmamıştı sadece. Ne de olsa üç yıl sonra
Boleyn'in kafasını kestirecekti.
Veya Protestanlığın sadece Saint Pietro Kilisesi'ni tamamlayabilmek
için cennetten arsa satmaya başlayan Papalığın yozlaşmasına karşı
bir tepki olarak çıktığını ifade etmek de yanlış olur. Ortada
burjuvazinin ihtiyaçlarına dönük tüm kurumları dönüştüren ve
zamanın ruhununa uygun bir hareket vardı. Protestan ahlakı ile
fakirliğin ayıp olduğu günlere geçiş şarttı.