İçinde bulunduğumuz sürecin hayatiyetini fark etmek ile
soğukkanlı olmak arasında ince bir çizgi var.
Her ikisini de bir diğerinden feragat etmeden yapmak
durumundayız.
2013 başından beri zaten doğal olmayan gündemimiz, diyebilirim ki
ülke gündemini işgal etmiş durumda.
Bu normal değil.
Normal olmayan bir durumu analiz kasarak normalleştirmenin de bir
alemi yok.
Yaşananları, bölgesel, tarihsel, konjonktürel bağlamını yok
sayarak, “komplo teorileri” diye küçümsemekle de bilge
olunmuyor.
Ama öte yandan, olağanüstüleştirilen gündemin bir psikolojik harp
olduğunu görmek, arkaplanı bilirken, sinirleri sağlam tutmak ve
gerekli karşılıkları yerinde/zamanında vermek gerekiyor.
Siyaset kadar, her bir vatandaşın üzerine düşen tarihi bir görev
bu.
Zor bir dönemeçten geçiyoruz. İnsanlarımız hiç yere ölüyor.
Görünmeyen eller ülkede ameliyat yapmak adına, canlarımızı alıyor,
ülkede bir kardeş kavgası çıkarmaya çalışıyorlar.
Bunun nedeni ne? Herkesin sorması gerekiyor. Hükümete bir nedenle
gücenen, yaşananlarda hükümetin sorumluluğunu temel alanların da
sorması gerekiyor. Ama özellikle ne olursa olsun Sayın
Cumhurbaşkanı'nın, Sayın Başbakan'ın ve hükümetin hal olmasını arzu
edenlerin, bir gün sonrasını hesap etmelerinde fayda var.
Düşünceleriniz, her şeyden önce birer düşünce mi, yoksa
başkalarının homurtularını, iktidar kavgalarını, nefretlerini mi
taşıyorsunuz?