Baştan söyleyeyim; aynı ibadethanenin hem cami, hem kilise, hem cemevi, hem de havra olarak kullanılması gibi zorlama projelere karşıyım. Bunun sonu “tek dünya dini”ne gider ve burada niyetin hiç de halis olduğunu düşünmüyorum.
***
Geçmişte, ulus devlet çağı öncesinde devletler ve milletler din üzerinden kimlik kazanıyor, örgütleniyor ve her şeylerini buna göre yaşıyorlardı. Batı Roma İmparatorluğu yıkıldığında, tek örgütlü yapı kilise idi. Türkler diriliklerini yeni dinlerini “kafir” ellerde yayma arzusundan alıyorlardı. Kudüs’ün fethi de bu manada ciddi bir rekabet konusu olmuştu.
***
Sonra bu düzen tepetaklak oldu. Din merkezli dünya yıkıldı. Seküler dünya büyüdü büyüdü ve her yeri neredeyse kapladı.