Kabil'in kardeşi Habil'i haset yüzünden öldürmesi ve bunu
şiddetle reddetmesi ile açığa çıkan “birlikte yaşama” sorunu
hayatımızın merkezinde oldu ve olmaya da devam edecek. Bu, sürekli
kendisiyle uğraşmak zorunda olduğumuz, ihmali ağır sonuçlar doğuran
bir mesele.
İnsan uygarlığı, birlikte yaşamanın yollarını araştırmış, en
otokton halklarda dahi, paylaşım üzerinden toplumlar kendi
ayrıcalıklılarını ve dezavantajlılarını yaratmış. Demokrasi fikri,
birlikte yaşamanın asgari şartlarını araştıran bir süreç. Demokrasi
fikrinin temelinde mülkiyet hakkının olması, ulus devletleri tarihe
armağan etmesi, Venedik gibi tacir kentlerde şifahen düzenlenmiş bu
hakkın yazılı metne dönüşmesi, yasalaşması ve milli ordular
sayesinde de sınırların belirginleşmesi sonucunu doğurdu.
Ama birlikte yaşamanın ve demokrasinin her toplumda geçerli
evrensel bir yasası bulunamadı.