Markar Esayan Akşam Gazetesi

Yeni Türkiye’nin ideolojisi: Yerli ve milli…

Yenikapı’da teröre karşı barış mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Hangi partiden olursa olsun 550 yerli ve milli vekil olsun” dediğinde, bunun ne anlama geldiğini herkes...

14 Mart 2016 | 2.162 okunma

Yenikapı’da teröre karşı barış mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Hangi partiden olursa olsun 550 yerli ve milli vekil olsun” dediğinde, bunun ne anlama geldiğini herkes pekâlâ anlamıştı…

Normalde bu sözlerin bu kadar gürültü koparması beklenmezdi.
Ama ülke olağanüstü bir dönemden geçtiği ve bu sözler açık sinir uçlarına dokunduğu için halkın büyük kesiminde bir ihtiyaca denk gelirken, bir kesimde olağanüstü tepkilere yol açtı.
Sanki suçüstü yakalanmış veya mahremlerine girilmiş gibi öfkelendiler. “Yerli ve milli vekil tesbiti neden bu kadar tepki çeker” diye bizler de hiç şaşırmadık. Nedenini biliyorduk.
Benim Gezi krizininden beridir sorunsallaştırmaya çalıştığım bir kavram bu. Tabii ki ilk benim keşfettiğim veya başlattığım bir tartışma değil. Türkiye buradaki sorunu her zaman biliyordu. En azından hissediyordu. Ama ilk kez bu kadar gündeme geliyordu.
“Milli” kavramını “Milliyetçilik”le karıştırıyorlar veya bunu özellikle yapıyorlardı. Böylelikle 1990, 1980, 1970’lere dönüyoruz yaygarasına da malzeme yaratılmış olacaktı.
“Yerli ve milli” kavramları eski devletin dışlayıcı pratikleriyle özdeşleşmesi nedeniyle kafa karıştırıcıydı.
Mühendislik dönemlerinde önce kavramlarda anlam kayması yaşanır. Eskiden “yerli ve milli” kavramları dışlayıcı vatandaşlık kavramını ima ederdi ve o şemsiye altında yerimiz olmadığını bilirdik.
Başkalaşmış aydın eliti ve dini istismar eden taşeron paralel örgütün kazan kaldırması ve PKK/HDP’nin Kürt sorunundan bağımsızlaşıp bir takım ülkelere Kürt kanı pazarlamasıyla “yerli ve milli” kavramlarını yeniden yorumlama ihtiyacı hissettik. Onlara ihtiyaç duyduk.
Yani ister Sünni, ister Alevi, ister solcu, ister sağcı, ister müslim ister gayrımüslim olsun, bizi birleştiren bir zemin olması gerekiyordu. Özgüvenin geri kazanılması ve iyi yaşam için birlikte çalışmanın gerekliliğini, birlikte çalışmanın da aslında demokrasimizin harcı olacağını fark ettik.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Keşke o kadar basit ve kolay olsa… 26 Eylül 2020 | 272 Okunma Model çok net… 24 Eylül 2020 | 377 Okunma Basit bir tartışma değil… 19 Eylül 2020 | 287 Okunma Beceremedin Macron… 17 Eylül 2020 | 495 Okunma Bana dostunu söyle... 12 Eylül 2020 | 2.004 Okunma