7 Haziran seçim sonuçları ülkeyi enteresan bir noktaya taşıdı.
Aslında zaten enteresan olan durumu, siyaset zemininde ve o siyasi
aktörler üzerinden düşünebilmemizi sağladı. Bu enteresan durum 12
yıllık AK Parti refomlarının ülkede ideolojik kalıpları kırması,
bunun karşısında tüm siyasi aktörlerin fark etmeden değişirken, AK
Parti karşıtlığı üzerinden ittifaklaşması sonucu oluştu.
Önce darbe teşebbüsleri, sonra Gezi, sonra 17/25 Aralık darbe
girişimi ve nihayetinde 6-8 Ekim kalkışmasının etkisizleştirmeye
çalıştığı sandığın şifa verici etkisi de diyebiliriz buna.
Kimsenin koalisyon seçenekleri veya seçim olasılığını can sıkıcı
bir engel olarak görmemesi için söylüyorum bunu. Bugün ülke
koalisyon veya seçim olasılıklarına kilitlenmiş durumda. Gezi veya
6-8 Ekim kalkışmasında siyaset zemininin kırılmaya çalışılması
noktasından, siyasetin tekrar belirleyici olduğu bir aşamaya gelmek
büyük bir başarıdır.
Ve bu başarı AK Parti direndiği ve ayakta kaldığı için
gelmiştir.
Unutmayalım ki, AK Parti dışındaki tüm aktörler, siyaset zeminini
kırmak üzere tüm yollara ya başvurdular, ya onayladılar, ya da bu
denemelerin nesnesi oldular.