Kore’de Türk süngüsünün bütün dünyanın gözlerini kamaştırmasından sonra, Erzurum’a gelen NATO Başkumandanı General Ridgway (Riçey), kerpiç bir evde yatan yaşlı bir hanımı ziyaret etmek ister. Tertemiz bir odada yatan bu hanımın yatağına yaklaşır ve yanındakilere dönerek şunları söyler:
“Birçok millet kahramanlarını sadece kahramanlık sanatı olan orduların içinde arar ve ancak bu şekilde bulur. Türklerde ise hakiki kahramanlar, akla gelmeyen mütevazı köşelerin iddiasız sakinleridir. Mamafih kahraman olmaya ihtiyaçları da yoktur; çünkü kahraman olarak yaratılmışlardır. Nene Hatun’un elini bu duygularla öpüyor, onu tanımış olmakla iftihar ediyorum.”
Erzurum’un son dönem tarihinin birkaç simgesinden biridir Nene Hatun…
***
Rus ordusunun Kars’ı almasından sonra Erzurum’a çekilen askerin düzenlenerek istihkâmlara yerleştirilmesi henüz tamamlanmamıştı. Düşman bunu fırsat bilip bindirmek istedi. 1877 yılı Kasım ayının 8. gecesi, sabaha iki saat kala, Topdağı’nın ilerisinde bulunan Aziziye istihkâmlarından birden silâh sesleri yükseldi. Top, tüfek sesleri çevreye yayıldıysa da esas vuruşmanın Aziziye Tabyası’ında olduğu belli idi; ama ne olup bittiğine dair sağlıklı bir bilgi karargâha intikal etmiyordu. Kumandan Ahmet Muhtar Paşa üç taburla Topdağı’na çıktı. Oranın kumandanı Müşir Hasan Tahsin Paşa’nın da ne olup bittiğine dair bilgisi yoktu. Bulunduğu tepeden Ahmet Muhtar Paşa gözlerini Aziziye istihkâmlarına dikti. Tabyaların birinde boğazlaşma sürüyor, diğer ikisinden ses seda çıkmıyordu. Sessizliğe gömülü olanların el değiştirmiş olabileceğini tahmin etmesine rağmen fazla emin olamıyordu. Duruma göre hareket etmesini emrederek ihtiyat kuvvetlerinin kumandanı Kaptan Mehmet Paşa’yı, Aziziye Tabyası’na gönderdi.
Kaptan Mehmet Paşa, Aziziye Tabyaları’nın ortasında bulunan ‘Müdafaalı Kışlası’na yaklaşınca mazgallardan şiddetli bir ateş yükseldi. Bu çatırtı üzerine, kışlaya kol nizamında yaklaşmakta olan askerler sapır sapır dökülmeler başlayınca, taburlar dağılıp avcı düzenine girdiler. İkiye ayrılan Mehmetçikler kışlanın sağından ve solundan hücuma kalktılar. Üzerlerine mazgallardan tüfek atışı artarak devam ediyordu. Artık şüphe kalmamıştı; düşman Aziziye’nin iki tabyasını ele geçirmiş, üçüncüsünü de avucuna düşürmek üzere idi. Kaptan Paşa’nın birliklerini güçlendirmek için yeni taburlar gönderildi.