Cumartesi günü Ak Parti 6.Olağan Kongresi için 6’ncı defa Ankara Kapalı Spor Salonu’nun yolunu tutuyoruz.
Salona ulaşmak için sarı renkli kartlarımızı boynumuza takıp, güvenlik barikatlarından geçip, aşağı yukarı bir kilometrelik bir yolu yürüyerek kat etmemiz gerekecek.
Sağa sola bakınarak ilerliyoruz.
Uzak yerlerden akşam vakti yola çıkıp sabahın erken saatlerinde salonun bulunduğu noktaya gelip de, beton zeminde uyuyakalanlar…
Uykusuz geçen gecenin gündüzünde güç bela güneş ışıklarına direnmeye çalışanlar…
Benim yürüdüğüm barikatın öbür tarafında kalmışlar.
Kalabalık oluşturma, coşkuya katkı verme dışında kendilerinden pek bir şey beklenmeyen, kendilerinin de ne salona girebilenlere, ne de salona girmeleri için kendilerine özel güzergahlar belirlenenlere karşı herhangi bir şikayetleri, kıskanma durumları olmayan insanlar.
İnşallah şu insanların fedakarlıkları her daim akıllarda tutuluyordur diye düşüne düşüne salona girip, basın için ayrılan bölümü geçtik.
OLAN OLMUŞTUR OLACAK OLAN DA OLMUŞTUR!
Gazeteciler için günün merak konusu olan iki sorusu vardı:
-Olağan kongrede partisine yeniden Genel Başkan seçilen Tayyip Erdoğan’ın mesajları.
-Parti yönetimine MKYK ve MYK’ya kimlerin geleceği, parti yönetiminin omurgasının hangi isimlerle oluşturulacağı.
Kongre gününe kadar Genel Başkan Yardımcılığı koltuğunda oturan isimlerden biri ile sohbet ediyoruz.
Biz ona soruyoruz, ne olacak, kimler gelecek, kimler gidecek diye.
Aynı soruları o bize soruyor.
Bir iki saate kadar her şey belli olacak ama ne yeni listeye girecek olanlar, ne de sancağı başka isimlere devredecek olanlar kendi durumlarından haberdar.
Kendi durumunu konuşurken, görevde kalıp kalmayacağı bahsine geldiğimizde “Tasavvufta bir söz vardır” dedi konuştuğum parti yöneticisi:
“Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması bittikten hemen sonra MKYK listesi önümüze geldi.
Yeni MKYK’nın iki temel karakterinden bahsedebiliriz.
-Mevcut kabineden tek bir isim dahi parti yönetimine alınmadı.
-Bir önceki Kabinede olup da yenisinde kendisine yer bulamayanların büyük bölümü, Parti yönetimine kaydırılmış oldu.
Erdoğan, nasıl bir mantıkla hareket etmiş diye kendi kendimize sorduğumuzda birkaç başlık çıkartabiliriz.
1-Bakanlar kendi bakanlıkları dışında başka işlerle meşgul olmasınlar, kendi işlerine odaklansınlar düşüncesi.
2-Parti içinde temsil gücü ve kabiliyeti olan, daha önceki Kabine’de başarılı işler yapmış isimlerin ulu orta sıradanlaşmasına, gözden kaybolmasına izin vermeme niyeti.
Parti yönetimi etkili bir şekilde işletilirse, hem politika üretme, hem de icraya katkı verme anlamında ciddi bir çekim merkezi haline dönüşebilir.
Atanan isimlerin potansiyeli buna uygun.
Kongre bittikten sonra akşam saatlerinde Erdoğan yeni ekibiyle ilk toplantısını yaptı.
Toplantının yaklaşık bir buçuk saatlik bölümü herkesin tek tek söz alıp kendini tanıtması ile geçti.
Erdoğan, partililere yeni hedefi gösterdi.
Mart 2019 seçimlerinde yapılacak olan yerel seçimler.
Yerel seçimler demişken bir kulis bilgisi daha paylaşalım.
Kongre salonunda nabzını yokladığımız partililer, seçimlerin Kasım ayına alınması arzusunu dile getirdiler.
2014 yerel seçimleri öncesi AK Parti ve MHP bunun bir denemesini yapmış, ancak Meclis oylamasından anayasayı değiştirecek çoğunluk çıkmayınca iş yatmıştı.
Bu iş biraz CHP’ye bağlı.
Önümüzdeki günlerde, haftalarda, ya da şöyle diyelim, bir ay içerisinde CHP yönetimi bir anda fikir değiştirir, “Biz varız” derse, anayasa değişikliği yapılıp yerel seçimler Kasım’a çekilebilir.