Hafta sonu Suudi Arabistan’ın petrol devi Aramco’nun tesislerine yapılan saldırı ve devamında Suudi yönetiminin üretime ara vereceğini açıklaması, enerji piyasalarında ciddi bir gerilime yol açtı.
Saldırıyı Yemen’deki İran destekli Husiler üstlendi.
Gerçi, İran topraklarından seyir füzeleri atıldığı yönünde henüz teyit edilmemiş iddialar da var ama her durumda bu işin arkasında Tahran’ın olduğu su götürmez bir gerçek.
ABD’nın uyguladığı petrol ambargosu nedeniyle ekonomisi büyük sıkıntılar yaşayan İran, askeri gücü ve nüfuzu altında tuttuğu gruplar üzerinden bu ambargoya cevaplar veriyor.
Suudi Aramco’nun tesislerine yapılan saldırıda olduğu gibi, öncesinde Hürmüz Boğazı’ndan geçen petrol tankerlerine yapılan benzeri eylemlerde olduğu gibi, “Siz benim ümüğümü petrol üzerinden sıkarsanız, ben de sizin huzurunuzu kaçıracak, petrol sevkiyat güvenliğini tehlikeye atacak eylemler yaparım” diyor.
Aramco’ya yapılan saldırı, enerji piyasalarında ürettiği gerilim dışında, Gayrisafi Milli Hasılası’nın yüzde 8’inden fazlasını askeri harcamalara yaparak bu alanda dünya listelerinin ön sıralarında yer alan Suudi Arabistan’ın, ABD garantisi altında olmasına rağmen nasıl bir güvenlik açığıyla karşı karşıya olduğunu göstermesi bakımından da dikkat çekiciydi.