Son iki bayramdır hanemizde hüzün var.
Üniversite yıllarının bir bölümünü ve yurtdışında bulunduğum bir yılı saymazsak, aklımın erdiği aşağı yukarı 35 senedir her Ramazan Bayramı'nda, her Kurban Bayramı'nda aksatmadan tekrarlanan ‘bayram rutinimiz’ bu yıl öndersiz kaldı.
Önderimiz derken rahmetli babamı kast ediyorum.
Bu 35 yıllık rutinden biraz bahsedeyim müsaadenizle…
Gün, bayram namazı vaktinden çok daha önce, sünneti evde, farzı cemaatle Uzun Şıh Camii'nde kılınmak üzere ayarlanan, babam tarafından çalınan uyandırma ziliyle, yani “Haydi oğlum” komutuyla başlardı.
Uzun Şıh Camii bizim Konya/Taşkent için pergelin iğneli ayağı gibidir.