Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile önceki akşam buluştuğumuzda, dün yapılacak olan Bilim Kurulu toplantısının hazırlığı içindeydi.
Bu son görüşmemizde 2 yıldır, badireli süreçleri sabırlı ve soğukkanlı bir şekilde yöneten, toplumla kurduğu ‘pozitif dil’ ile geniş kesimlerin güvenini kazanan Koca’yı, taşıdığı yükün büyük bölümünü üzerinden atmış olan bir insanın olabileceği türden bir rahatlık içinde buldum.
Habercilik anlamında ise Bakan Bey’in yanına tam zamanında gitmişim, çünkü 2 yıllık korona mücadelesinde herkesi yakından ilgilendiren, yeni ve önemli kararların bir kısmını, gerekçeleriyle birlikte bu vesile ile öğrenmiş oldum.
Yeni dönemin en önemli kararlarından biri maskelerle ilgili.
Dikkat ettiyseniz, daha önceki fotoğrafların aksine, Bakan Koca ile ilk defa sosyal mesafeye uygun düşen ama maskesiz bir fotoğraf çekilmiş olduk.
Ama bu, maskelerle tümden vedalaşma anlamına da gelmiyor.
Peki, ne anlama geliyor?
Anlatayım.
“MASKEYİ ATIN DEMİYORUZ, YANINIZDA BULUNDURUN, DİYORUZ”
Sağlık Bakanı Koca’nın anlattığına göre, Delta varyantının etkisi yüksek ve yıkıcı bir tarafı vardı.
Ölümcül olma anlamında yaş ortalaması 62-63’e kadar düşmüş, kronik rahatsızlığı olmayanları da bu varyant ciddi bir biçimde etkilemişti.
Ancak geldiğimiz nokta itibarıyla Delta varyantı geride kaldı.
Şu anda vakaların hemen hemen yüzde yüzü Omicron.
Omicron varyantında ise hastaların yüzde 93’ü kronik hasta ve 65 yaş üstü gruptan oluşuyor.
Yani, etkisi önemli ölçüde zayıflamış durumda.
Bu da alınan tedbirleri gevşetme anlamında yeni bir imkân sunuyor.
Koca, yeni dönemi, “Toplumsal tedbirlerden kişisel tedbirlere dönüş dönemi” olarak nitelendiriyor.
“Maskeyi atın demiyoruz, yanınızda bulundurun, diyoruz” ifadesini kullanıyor.