HDP’li Sırrı Süreyya Önder, geçen ay gazeteci İrfan Aktan’la yaptığı mülâkatta, Millet İttifakı’nın paydaşları olan İYİ Parti ve CHP’nin Kürtlere karşı yaklaşımından şikâyetle şöyle bir ifade kullanmıştı:
“Mevcut iktidar gidecek de, gelecek olan kör bıçağıyla bekliyor gibiyken biz neyle umutlanacağız?”
Cümlenin ilk kısmını muhalefet söyleminin doğal parçası olarak bir ‘temenni ifadesi’ biçiminde okumak mümkün.
Ama ikinci kısmı, yani ‘kör bıçağıyla bekleyenler’ tabiri, muhalefetin kendi içinde nasıl bir ayrışma ve güvensizlik içinde olduğuna dair işaretler sunuyor.
O “kör bıçak” neyi temsil ediyor?
-CHP’nin bayraktarlığında, cumhuriyet tarihinin en büyük kimlik problemi haline getirilen meseleyi temsil ediyor?
-“Kürdüm diyenin yüzüne tükürün” diyen zihniyeti temsil ediyor?
-İşkenceleri, kötü muameleyi, insan hakları ihlallerinin türlü türlüsünü, fail-i meçhulleri, zorunlu göçleri temsil ediyor?
Bütün bunların tam zıddında ise, AK Parti’nin demokratik, insancıl....