Kuzey Suriye ya da daha bilindik tanımıyla Fırat’ın doğusu meselesinde ilgili aktörlerin aldıkları pozisyonlar, son bir hafta içerisinde daha bir belirgin hale gelmiş durumda.
Türkiye’den başlayarak bunu biraz anlatalım:
Rusların bütün gücüyle sahaya indiği 2015 Eylül ayı sonrası, Suriye meselesinde önceliğini PKK/YPG tehdidini bertaraf etmek olarak güncelleyen Ankara, iki alternatifli güzergah üzerinde ilerleyerek yol katetmek istiyor.
Bu iki alternatifi şu şekilde tanımlayabiliriz:
1-Ankara, ABD Başkanı Trump’ın önerisiyle gündeme gelen 32 kilometre derinliğinde, 450 kilometre uzunluğunda olması hedeflenen ‘güvenli bölgenin’ kontrolünü elinde tutmak istiyor.
2-Rusya Devlet Başkanı Putin’in önerisiyle gündeme gelen ‘Adana Mutabakatı’ çerçevesinde Esed rejiminin PKK/YPG’yi devre dışı bırakması seçeneğine oynuyor.