1998 yılının Ekim ayında genç bir muhabir olarak Azerbaycan’a, o zaman için proje safhasında olan Bükü-Ceyhan boru hattı konulu bir dosya çalışması için gitmiştim.
Benim gittiğim tarihte ülkenin yeraltı zenginlikleri henüz yer üstüne çıkarılamadığı için, Bakü’nün şimdiki ‘Gıcır şehir’ görünümünden eser yoktu.
Gözlerim, çevirdiğim her yerde ‘açık kahve’ rengine yakın Sovyetler döneminden kalma köhne binalarla karşılaşıyordu.
Azerbaycan’a gitmişken Ermenistan’ın işgal ettiği yerlerden kaçıp gelen insanların, yani mültecilerin, Azerbaycan Türklerinin tabiriyle ‘Kaçkınların’ olduğu yerlere de gidip onları da haber yapayım istedim.
Gittim ve sefalet içinde yaşayan bu gözü yaşlı insanların çilesini haber yaptım.
Geçenlerde ‘eski defterleri’ karıştırırken 22 sene önce yazdığım o haberin metnini buldum.