Mehmet Acet/Kolombiya
Çok uzaklarda olmamıza rağmen Türkiye’nin iç gündeminin hangi konularla çalkalandığını izlemediğim sanılmasın.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir aileyi ziyaret edip, elektriği kesilmediği halde kesilmiş gibi davranıp mum ışığı altında görüntü vermesinden, bu durumu ortaya çıkardığı için Enerji Bakanı Fatih Dönmez’e hakaretler yağdırmasından, bu saldırganlığa rağmen Bakan Dönmez’in sükûnetini koruyup belgelerle meselenin iç yüzünü ortaya koymuş olmasından haberdarım.
Gezi davasında çıkan kararları ve bu kararlar üzerine çıkan tartışmaları da izledim.
Şu kadarını söyleyeyim:
Gezi olaylarının halk devrimi süsü verilmiş bir darbe girişimi olduğu fikrinden hiçbir zaman uzaklaşmadım.
Bana inanmayanlara, Selahattin Demirtaş’ın henüz başka yollara sapmadan önce, 31 Temmuz 2013’te CNNTürk yayınında yaptığı “Gezide darbeyi gördüm” başlıklı konuşmasına bakmalarını öneririm.
Demirtaş o konuşmasında gezi olaylarında hükümete karşı darbe amacının güdüldüğünü net bir şeklide söylüyor.
Sonra kendisi de sokaktan medet umdu, benzer girişimlerin aktörleri arasında yer aldı ama bu durum, Gezi olayları yatıştıktan bir ay sonra söylediklerini önemsiz hale getirmez.
Neyse…
Ben, buralara gelmişken Latin Amerika ülkelerinde gördüklerimi, dinlediklerimi aktarmaya devam edeyim.
Dün uzun bir girizgâh yapmıştık.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 6 ülkeyi kapsayan Latin Amerika gezisini takip ediyoruz.
Brezilya’nın en büyük şehri Sao Paulo’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türk ve Brezilyalı işadamlarıyla yaptığı görüşmenin birine, Türkiye’den gelen gazeteciler olarak biz de katıldık.
Dikkatimi çekti, Bakan Çavuşoğlu, ekonomi diline vakıf olduğunu gösteren bir konuşma yaptı orada.
Meğer kendisi London Schools Of Economics’te ekonomi eğitimi almış.