Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar anlatıyor:
“Bir gün haydin dağ başına gidelim” dedik. Gerçekten de adı ‘Dağbaşı’ olan bir karakolumuz var. Evden hazırlattığımız pastaları götürdük.
Çay taşıyan binbaşı aksıyor. Ne oldu diye sorduk. Bir hafta önce ameliyat olmuş.”
Sonra o binbaşıya başka bir görev teklif edilince, ağlamaya başlıyor. Ben burada iyiyim diyor.
Bakan Akar, karşılaştığı manzara üzerinde derin izler bırakmış olmalı ki, gördüklerini bize ‘taaccüp’ ifadeleriyle naklediyor:
“Her türlü hukuki hakları var, tıbbi hakları var ama ağlıyor, gitmek istemiyor” diyor.
Bu anekdotu dinleyince “Acaba” diye geçirdim içimden.
Acaba, Dağbaşı Karakolu’ndaki o binbaşı, (şu an nerede ve hangi rütbede olduğunu bilmiyorum) şu malum emekli amiraller bildirisinden haberdar olduğunda içinden neler geçirmiştir?
Hani, Milli Savunma Bakanlığı adına yapılan açıklamada, “Böyle bir bildiri yayınlamanın demokrasimize zarar vermekten, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin moral ve....