Afetler içerisinde deprem kadar insanı çaresiz bırakanı yok.
Başka afetlerde olduğundan çok daha fazla bir çaresizlik duygusu.
Hayatınızın ‘sallantıda’ olduğunu böyle zamanlarda daha iyi anlıyorsunuz.
Bir de şöyle şeyler oluyor:
Çaresizlik, duygudan duyguya yollar açıyor, çocuklarını korumak için refleks veren bir adamın ‘babalığı’ göğsünüzün sol yanına bir kılıç yarası bırakıyor.
Sonra o yaraya iyi gelecek bir merhem arıyorsunuz, o babanın cansız bedeninin arasından kurtarılan bir çocuğun hiç kapanmayacağını düşündüğünüz o yaraya nasıl iyi geldiğini fark ediyorsunuz.