Dağlardan, taşlardan akan suları evlere getirmek için bir sistem gerekiyor sonuçta.
Musluklardan ıslık sesleri gelmeye başlayınca, Bosnalılar, akıllarına gelen ilk ülkeye, Türkiye’ye ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine başvurmuşlar.
İstanbul belediyesi de gelip, pompa sistemi kurarak şebeke sorununu çözmüş.
Saraybosna’da konuştuğumuz insanlar, “İstanbul seçimlerinin Bosna’ya dokunan kısmı da burası. Tekrar böyle acil bir ihtiyaç olduğu takdirde aynı desteği alır mıyız, bilmiyoruz” diyorlar.
İstanbul’un yeni belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’un fiziki sınırlarının ötesinde ‘Gönül coğrafyası’ diye tarif ettiğimiz bölgelerle ilgili, mesela Bosna ile ilgili yaklaşımı nedir, nasıl davranacaktır henüz bilmiyoruz.
Kendisine müzahir çevrelerde, diyelim ki Saraybosna’nın tekrar bir su sorunu yaşaması halinde, yardım eli uzatılması fikrine nasıl bakılır acaba?
İstese bile ‘mahalleden’ birileri karşısına çıkıp, “İstanbul’un kaynaklarını İstanbullular dışında kimseye kullandırtmayız”der mi?
Ekrem beyin önünde daha uzun bir süre var.