Türkiye, 2016 yazından itibaren büyük bölümü Suriye kaynaklı olan güvenlik tehditlerini önemli ölçüde kırmayı başardı.
Bu durum tabi, Fırat’ın Batı yakası için geçerli.
2018 başından itibaren Afrin harekatı ve İdlib’e yönelik tehditlerin müzakere masasında çözüm yoluna girmesi, Ankara’ya önemli bir avantaj sağladı.
Bununla birlikte Ruslarla Suriye masasına oturulunca kaydedilen mesafeler, ABD ile yürütülen müzakerelerde ne yazık ki aynı ölçüde verim sağlamıyor.
Geçen yılın Kasım ayında Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği “Artık YPG’ye silah verilmeyecek” sözü, devamında Suriye’deki askerlerini çekeceği açıklaması, Ankara’ya bu bağlamda ihtiyatlı bir iyimserlik havası getirmişti.
Ama devamı gelmedi.