2021 yılı Mart ayında, Girit Adası’nda Yunan savaş uçaklarıyla Suudi Arabistan ordusuna ait F-15 uçaklarının aynı tatbikatta yan yana uçuş yaptığı günlerde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Mısır’la ilişkilere dair sorulan bir soruya Suudi Arabistan’ı da dâhil ederek verdiği cevabı hatırlayarak başlayalım.
Bir Cuma namazı çıkışı, bu konu kendisine sorulduğunda Erdoğan şöyle demişti:
“Mısır halkını Yunanistan’ın yanına yerleştirmek söz konusu değil. Olması gereken yerde görmek isteriz. Suudi Arabistan’ın Yunanistan ile ortak tatbikata girmesi de bizi üzmüştür. Biz Suudi Arabistan’ı da böyle bir kararda görmek istemezdik. Bunu da görüşeceğiz, bu böyle olmamalıydı diye düşünüyoruz.”
Bir de şu var:
Arap ülkelerindeki yönetimlerle Türkiye arasındaki ilişkilerin ‘mevsim normallerinde’ olması, sadece siyaset ve diplomasinin değil, askeriyenin de önem verdiği bir husus olageldi.
Başka hiçbir bakımdan olmasa bile, Yunanistan faktörü nedeniyle böyle bir alaka söz konusu.
Altı ay kadar önce, bir sohbet sırasında üst düzey askeri bir yetkili, Türkiye’nin Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’la ilişkilerini normalleştirme sürecinden bahsederken, sözü Atina’nın hâletiruhiyesine getirip, “Yunanistan kalpten gidecek” şeklinde bir ifade kullanmıştı.
(O günlerde, özellikle BAE özelinde, o kadar düşmanlık ettikten sonra bu kadar yakınlaşmanın ne kadar doğru olduğu sorusuna aynı isim, Fransa ve Almanya’nın tarihleri boyunca yaşadıkları büyük savaşlardan sonra nasıl barıştıklarını anlatan örneklerle cevap vermişti.)
ABD SEÇİMLERİ İLE DEĞİŞEN ŞARTLAR, DEVRDEYE GİREN YENİ DİNAMİKLER
Geride kalan birkaç yıl içerisinde Atina, Ankara’nın Arap ülkelerinin yönetimleriyle ilişkilerinin kötüleşmesini fırsata çevirmek için elinden gelen her şeyi yaptı.