Ortodoksluk, tarihsel olarak MS 4. yüzyılda İstanbul’un
(Konstantinapol) yeni siyasal merkez olmaya başlamasının
yansımasıdır.
Özetlersek, Ortodoksluk, 343’te Sofya’da toplanan konsilde Batı ile
Doğu Roma’nın mücadelesinin bir sonucu olarak belirdi. 381’deki
konsilde İstanbul’un Roma’dan sonra ikinci yetkili merci olduğu
ilan edildi. Karar Roma tarafından kabul edilmedi. 451’deki
konsilde ise İstanbul’un Roma ile eş imtiyazlara sahip olduğu
resmen onaylandı. 595’te İstanbul Patriği 4.
John, tarihte ilk defa ekümenik patrik unvanını
alarak İstanbul’un tek ve evrensel kilise olduğunu ilan etti.
Roma ile İstanbul arasındaki mücadele 9. yüzyılda
Balkanlar üzerinde derinleşti ve Slavların hangi
kilise tarafından Hıristiyanlaştırılacağı konusu,
1054 yılındaki kesin kopuşu getirdi.
Rusların Ortodoks olması
10. yüzyılda, Ruslar Bizans İmparatorluğu yoluyla Hıristiyanlığa
geçti. Bulgar tehdidi altındaki Bizans İmparatoru II.
Basileios, Kiev Knezi Vladimir’den yardım
istedi. Vladimir, askeri desteği siyasal kazanca
dönüştürmek amacıyla, Bizans İmparatoru’nun kız kardeşi
Anna ile evlenmek istedi. Bizans İmparatoru ise
kız kardeşini ancak bir Ortodoks ile evlendirebileceğini söyledi.
Sonuçta Vladimir, düğünden sonra 988’de Kiev’de
toplu halk vaftizi ile Hıristiyanlığa geçti.
Fakat 450 yıl sonra, 1439’da bu kez İstanbul ile Kiev ayrışması
yaşandı. Şöyle ki, 1054 yılında kesin olarak ayrılan Roma ve
İstanbul kiliseleri, Osmanlı basıncı karşısında birleşme kararı
aldı. Moskovalı Başknez II. Vassiliy bu
birleşmeyi kabul etmedi ve İstanbul
Patrikliği’nden ayrılarak...