Maduro’nun hataları yok mu?
Elbette var. Ancak ABD’nin Venezüella’da darbe yapmaya kalktığı bir
süreçte diktatör diyerek Maduro’yu hedef almak, en
hafifinden Venezüella’ya haksızlıktır ve ABD’nin
Saddam’ı, Kaddafi’yi,
Esad’ı “şeytanlaştırma” propagandasından ders
alınmadığı anlamına gelir.
Zira mesele Maduro meselesi değildir; mesele
Venezüella’nın petrollerine emperyalist tekellerin
göz dikmesi meselesidir.
Rakamlarla anlatalım: Venezüella, kanıtlanmış
rezerv verilerine göre, 300 milyar varille 1. ve 6
trilyon metreküp doğalgaz rezerviyle 7.
sırada.
Kısacası Ortadoğu’dan önünde sonunda çekilmek zorunda kalacağını
gören ABD için burnunun dibinde sömürülmesi gereken bir ülkedir
Venezüella… ABD’nin ‘arka bahçe’ darbeleri
Asıl mesele şudur: Güney Amerika’da 2000’lerin başında Bolivarcı
bir sol dalga başladı ve kısa zamanda bölge ABD’nin “arka bahçesi”
olmaktan çıktı. Venezüella’da 1998’de devlet başkanı olan
Hugo Chavez, programıyla bu sol dalgaya liderlik
yaptı.
Kuşkusuz ABD, “arka bahçesi”nden öyle kolay vazgeçmeyecekti ve
Çin’le ilişki kuran ülkeleri seyretmekle yetinmeyecekti.
2002’de Venezüella’da Hugo Chavez’e başarısız bir
askeri darbe yaptılar. Haziran 2009’da Bolivarcı İttifak’a katılma
kararı alan Honduras Devlet Başkanı Manuel Zelaya
askeri darbeyle indirildi. 2012’de Paraguay Devlet Başkanı
Fernando Lugo parlamenter bir darbeyle koltuğundan
edildi.
Arjantin ABD’nin ekonomik...