2016'nın son günleri yaşanırken "Şimdi neredeyiz" sorusunu cevaplamak için bir durum değerlendirmesi yapmamızda, sayılamayacak kadar çok yarar vardır. Geride bırakmak üzere olduğumuz yılın en önemli ve en kalıcı izler bırakan olayı, kesinlikle 15 Temmuz darbe teşebbüsüdür.Bu olay Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden de sürdürülen "İdeolojik Devlet" efsanesine son vermiştir.
Gülenist ordu
Askeri darbelerin "Kemalist ideoloji"den sapmaları önlemek üzere yapıldıkları söyleminin bir balon olduğu, 15 Temmuz darbe keşebbüsü ile açığa çıkmıştır. Silahlı Kuvvetler içinde "Gülenist ideoloji"nin ne ölçüde ağırlık taşıdığı anlaşılırken, CIA güdümlü bu girişimin işbirlikçilerinin kendi halklarına ateş açmaları, uzun yıllar unutulmayacak bir tabloyu zihinlere yerleştirmiştir.
Demokratik laiklik
15 Temmuz siyaset dünyasına da "Din" ile "Siyaset" ilişkileri konusunda ışık tutmuştur. Dini motifleri kullanarak örgütlenen ve genç beyinleri yıkayarak onları birer haşhaşi haline getiren FETÖ, şu ya da bu şekilde dini siyasette kullanmayı düşünenlerin akıllarını başlarına getirmiştir.
Siyasette dine en sağlıklı yaklaşımın "Demokratik laiklik" olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Demokratik laiklik ile sadece din istismarcılarının değil, mezhep kavgacılarının da etkisizleştirileceği iyice görülmüştür.
Terörle gerçekten mücadele