Kimin dost kimin düşman ya da kimin stratejik ortak kimin taktik
rakip olduğunu kestirmek bugünlerde pek kolay değil. Kesin olan
durum ortada... Birileri Suriye'nin Esad'ı ile Türkiye'yi
çatıştırmak istiyor. Oysa Suriye rejiminin de Türkiye'nin de
düşmanları, sınır boyunda üslenen terör örgütleri değil midir?
Bereket ki Türkiye ile Esad rejimi arasında Rusya var ve İdlip
Mutabakatı geçerlidir.
Hadi canım sen de...
Bizim açımızdan anlaşılması en zor olan durum Amerika Birleşik
Devletleri'nin Türkiye'de neyi desteklediğine ilişkin bilmeceli
durumdur.
Mesela dün ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus,
Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyum
atanmasına ilişkin açıklamada bulunmuş..
Ortagus, "Seçilmiş yetkililerin görevden alınması ve yerine
seçilmemişlerin getirilmesi her zaman endişe vericidir"
demiş...
FETÖ'den ne haber?
Özellikle 15 Temmuz 2016 FETÖ'cü darbe girişimi sonrasında,
Fetullah Gülen'in Türkiye'de neleri temsil ettiğine ilişkin bütün
belgeler Amerika Birleşik Devletleri'ne teslim edildi. Ajan papaz
Brunson'un Amerika'ya iade edilmesi için kıyamet kopartan ve
Türkiye'ye yaptırımlar uygulayan Trump yönetimi, Fetullah Gülen'in
Türkiye'ye iadesi konusunda ise dut yemiş bülbül rolünde.
Ders mi veriyor?
Fırat'ın doğusunda PKK/PYD oluşumunu silahlandırmayı çıkarlarının
gereği olarak gören Amerika, Türkiye'de HDP'li belediyelerin de PKK
ile yakın ilişki içinde bulunmalarını demokrasinin gereği olarak
görüyor. ABD Dışişleri Sözcüsü Ortagus, ilgili soruya, "Seçilmiş
yetkililerin görevden alınması ve yerine seçilmemişlerin
getirilmesi her zaman endişe vericidir" yanıtını vermiş.
"Türkiye'nin demokrasiye bağlılık çerçevesinde bu meseleyi
çözmesini umut ediyoruz" diyen Ortagus, "Türkiye'nin, Kürt
azınlıkla olan ilişkilerinde her zaman hoşgörülü bir yaklaşımı
teşvik ediyoruz" ifadelerini kullanmış.
Firari de konuştu...
Bereket sadece Amerikan yetkilileri değil Türkiye'den firar eden
FETÖ'cüler de var bizimle uğraşanlar arasında. Örneğin FETÖ
firarisi Can Dündar, Die Zeit'da yer alan yazısında Volkwagen'in
Türkiye'ye yatırım kararından vazgeçmesi için kara propaganda
yürüttü ve "Erdoğan rejimini ayakta tutmak için Volkswagen'i
kullanacak" ifadelerini kullanmış. Bu yatırımın Erdoğan'ı
güçlendireceği yorumuyla "Vazgeçin" çağrısında bulunan Dündar,
duyduğu rahatsızlığı şöyle ifade etmiş:
"Volkswagen'i ikna edebilirse bunu rejimini aklamakta, diğer
markaları çağırmakta kullanabilecek."