Siyaset dünyasının vazgeçilmezlerinden biri de "Danışmanlık" kurumu değil midir? Aslında "Atanmış danışmanlar"ın yanında biz köşe yazarlarından oluşan "Fahri danışmanlar"ı, ya da sevgili Hakkı Devrim'in deyişi ile "Köşe Kadıları"nı da hesaba aldığımızda, danışılanların danışanlardan kat kat kat fazla olduklarını görebiliriz...
Köşe yazarları olan bizler mesela geçmişteki liderlere olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da kendimizce yol göstermeye, tavsiyelerde bulunmaya, nasihat etmeye hatta onu azarlamaya çalışıyoruz... Bunların genellikle pek etkili olmadığını da görmemiz gerekiyor. Bir İspanyol atasözünde "Savaşa giden veya evlenmeye hazırlanan kişilere asla nasihat etmeyin" denilmez mi?
Niyeti anlamak
ABD'nin eski Başkanı Truman'ın nasihat etmek ve tavsiye vermek konusunda söylediği bir sözü de hatırlamakta yarar vardır. Başkan Truman şöyle demiş:
- Nasihat edeceğiniz ve tavsiye vereceğiniz kişinin neyi niyet ettiğini anlayarak ona uygun şeyler söylediğinizde, sözleriniz daha etkili olur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın neyi niyet ettiğini kestirmek herhalde zor değil. Terörün bitmesini amaçlıyor. Siyasi ve ekonomik istikrarın sürmesini istiyor. İcraatının başarı ile sürmesini ve kurucusu olduğu AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerinde tek başına iktidar olmasını istiyor.