Mehmet Barlas Sabah Gazetesi

Anayasal sistemleri de türlü yemeğine benzetmedik mi?

Aynı anda hem halkın seçtiği ve olağanüstü yetkilerle donatılmış, kendisinden hesap sorulamaz ve denetlenemez bir Cumhurbaşkanı'nı, hem de parlamenter sistemi birlikte koruyabiliriz... Şu anda yaptığımız da...

03 Ocak 2016 | 230 okunma

Aynı anda hem halkın seçtiği ve olağanüstü yetkilerle donatılmış, kendisinden hesap sorulamaz ve denetlenemez bir Cumhurbaşkanı'nı, hem de parlamenter sistemi birlikte koruyabiliriz... Şu anda yaptığımız da bu değil mi zaten? "Ama bu akla uygun mudur"sorusunu da, herhalde sormamız gerekir. 
Aslında "Sistemler"i kişilere bağımlı yorumlardan soyutladığınızda, sorunun "Başkan kim olacak" meselesinden öteye boyutları içerdiğini görebilirsiniz. 

Başkanlık mı vardı ki? 
Yaşanılan gerçekleri hatırlayıp durumu tahlil ettiğinizde, durum daha açık biçimde görülmez mi? Mesela şimdi "Başkanlık sistemi olabilir mi" arayışı gündemde değil mi? Peki, 1924 Anayasası'nda "Başkanlık Sistemi" mi vardı ki, Atatürk ve İsmet İnönü sistemin"Tek Adam"ı konumundaydılar? Ya da "Tek Parti" sisteminin dayandığı 1924 Anayasası ile çok partili demokrasiyi de gerçekleştirmedik mi? 

Hangi kuvvetler? 
"Kuvvetler ayrılığı"nın getirildiği 1961 Anayasası'nın parlamenter sisteminde ise kuvvetler ayrılığı denilince, "Kara-Deniz-Hava Kuvvetleri" akla gelmez miydi? Parlamenter sistemin mütemmim cüzleri "Muhtıralar" değil miydi? 12 Mart 1971 darbesi ile de, Anayasa'daki tüm özerk kurumlar emirkomuta zincirine bağlanmadılar mı? Veya 12 Eylül darbesinin yapıldığını hükümetten önce TRT yöneticileri öğrenip, anons etmediler mi? 

Alınan dersler 
Şimdi eklemeler ve değiştirmeler yaparak kullandığımız 1982 Anayasası'ndaki Cumhurbaşkanı'nın yetkileri, 12 Eylül'ün "Tek Adam"ı Evren için yazılmamış mıydı? Veya 28 Şubat 1997'deki "Post Modern Darbe"nin Cumhurbaşkanı Demirel, parlamento çoğunluğuna sahip Çiller'e Başbakanlık görevini vermemek için, acaba sistemi nasıl yorumlamıştı? Kendisi daha önce iki kez "Pro modern" darbelerle devrildiği için, yaşadıklarından aldığı dersleri mi hayata geçirmişti? 

Kilitlenme tehlikesi 
Şimdi sistemin daha iyi ve doğru işlemesi için köklü düzeltmeler yapmak zorunda değil miyiz? Ve biliyoruz ki aynı anda hem halkın seçtiği ve olağanüstü yetkilerle donatılmış, kendisinden hesap sorulamaz ve denetlenemez bir Cumhurbaşkanı'nı, hem de parlamenter sistemi birlikte korumaya çalışmak, sonunda sistemi kilitleyebilir. Bu model belki türlü yemeği yaparken işe yarar ama sistemler böyle oluşturulmaz. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Atatürkçüleri tasfiye etti, FETÖ’cüleri aday yaptı’ 15 Nisan 2023 | 587 Okunma FETÖ ve PKK’nın adayı belli, sizin adayınız kim? 14 Nisan 2023 | 585 Okunma CHP’den ‘PKK ile müzakere’ sözü 13 Nisan 2023 | 660 Okunma Erdoğan arayı gittikçe açıyor 12 Nisan 2023 | 1.889 Okunma Atatürk’ün kurduğu partide Atatürkçü aday yok 11 Nisan 2023 | 544 Okunma