Sade Amerikan demokrasisinin değil dünyadaki bütün özgürlükçü
demokrasilerin en dikkati çeken özellikleri "Hesap sorulabilir"
olmalarıdır...
Seçilmiş yöneticiler yaptıkları işlerin ve attıkları adımların
hesabını sonunda seçmene de verirler.
Vietnam'ın hesabı
ABD'nin Vietnam'daki haksız savaşı önce Başkan Johnson'un başını
yedi... Yenilginin en sonuna kadar kabul edilmediği bu haksız
savaşa karışan kadroları Amerikan demokrasisi "Watergate olayı" ile
temizledi.
Son aşamada Başkan Nixon da yüz kızartıcı bir konumda istifa
ettirildi.
Trump'a ne olacak?
Yakın tarihi gözden geçirirken ve Amerikan demokrasisinde hesap
sorulabilirlik sınavından kimsenin kaçamadığını hatırlarken "Acaba
Başkan Trump'ın yaptıklarının hesabı ne zaman sorulacak" diye
düşünmeden edemiyorum.
Amerika'nın müttefikleri ile arayı açan, korumacı kararları ile
dünya ekonomisini krize sokan ve devlet yönetimini tweet'leri ile
itibarsızlaştıran bu kişi, acaba siyasi sonunu ne şekilde
görecektir.
Bizde bu iş aksıyor
Biz Türk demokrasisi olarak bu "Hesap sorulabilirlik" konusunda pek
gelişmiş bir konumda değiliz. Mesela Kıbrıs'a 1974'teki müdahale
ertesinde kalıcı bir siyasi çözüme ulaşmak mümkünken bunun iç
politika malzemesine çevrilmesi nedeniyle Kıbrıs'ın "çözümsüz bir
sorun" olarak Türk dış politikasının ipoteği haline
dönüştürülmesinin hesabı, ne o dönemin Başbakanı Ecevit'ten ne de
Başbakan Yardımcısı Erbakan'dan soruldu.
Bu iki isim siyasi yaşamlarını hiçbir şey olmamış gibi
sürdürdüler.
HDP'den hesap sormak
Son dönemde ise Anayasa değişikliği ile partilerin musluk kapatılır
gibi kapatılmasının önüne geçildi. Kürt seçmen tabanına dayalı olan
HDP bunun kıymetini bilmek yerine, PKK terörünün siyasi ayağı
biçiminde faaliyet gösterdi. Ama diğer siyasi partilerin tümü bunun
hesabını soracak yerde, 24 Haziran seçiminde CHP seçmenleri Batı'da
HDP'lilere oy verdiler.
Hesap vermeyenler
Totaliter ya da otoriter rejimlerde yöneticiler hesap vermedikleri
için, sonları felaketle biter. Saddam'ın İran'a karşı başlattığı
savaşta yüz binlerce Iraklı genç öldü ya da yaralandı. Bu savaşın
hesabını vermesini hiçbir Iraklı Saddam'dan isteyemedi.
Sonunda Saddam'ın işini ABD ordusu bitirdi. Hiçbir Alman Hitler'den
2'nci Dünya Savaşı'nın hesabını soramadı.
Ama sonuçta Almanya işgal edildi ve Hitler intihar etti.
Hesap verilmelidir Buna karşı İngiltere'de Başbakan Eden, Süveyş
Harekâtı'nın fiyasko ile sonuçlanması ile siyaseten bitti.
Fransa'da Çin Hindi ve Cezayir fiyaskoları sonunda 4'üncü
Cumhuriyet demokrasisi iflas etti. De Gaulle başa getirildi ve
5'inci Cumhuriyet'e geçildi.
Geçirdiğimiz bunca serüvenden ve vesayetçi demokrasiyi rafa
kaldırdıktan sonra eğer hâlâ hesap sorulabilirlik konusunda
eksiklerimiz varsa, özeleştiri mekanizmalarını çalıştırarak bunun
yolunu açabiliriz