İnsanların ve özellikle siyasetçilerin kökenlerini tarihteki ya
da masallardaki isimlerde bulmaya çalışmaları ilgi çekicidir...
Mesela bizde çoğunlukla "Kanuni'nin torunlarıyız" denilir ve bu
söylemle Deli İbrahim'in de torunu olunduğunu kimse pek düşünmez
ya...
Bunun gibi Nasrettin Hoca'nın da torunları olduğumuzu unuturuz ve
ölçüsü kaçmış söylemlerimizle gülünç benzetmelere konu ederiz
kendimizi... Örneğin HDP'li Selahattin Demirtaş gibi kendilerini
"Zenginden alıp fakire veren Robin Hood"a benzetenler de var...
Dünkü Akşam'da Kurtuluş Tayiz bu benzetmeyi ciddiye alıp, konuya
şöyle yaklaşmıştı:
Kime daha çok benzerler?
"- Demirtaş'ın kendisini Batılı bir kahraman ile özdeşleştirmesi
önemli. Öcalan'ın kahramanı Gılgamış ise Doğuluydu. Bu hikâye
kahramanlarının farklılığı, Kürt hareketinin liderleri arasındaki
farklılığı gayet iyi özetliyor."
Bana göre ise ne Gılgamış ne de Robin Hood, ileri gelen ve ileri
giden HDP'lilerin söylemlerine ışık tutabilir. Ve eğer işin
anahtarı birilerini gasp edip başka birilerine dağıtmaksa, bizim
folklorumuzda buna en uygun isim "Debreli Hasan" değil
midir?
Debreli Hasan'ın öyküsü
İnternetteki bilgilere göre 1800'lü yılların sonunda yaşamış olan
Debreli Hasan, Selanik'in Kayılar kazasındaki Debre köyündenmiş.
Askerliğinde komutanını vurup dağa çıkmış ve eşkıya olmuş.
Anlatıldığına göre Hıristiyanları ve Yahudileri soyarmış. Gasp
ettiklerini Müslümanlara dağıtırmış. Ölümü ertesinde onun için
düzülen türküyü de herhalde bilirsiniz...