Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'yi hedef alan her çeşit saldırıya
anında cevap verdiği için biz köşe yazarları bu ülkenin insanları
olarak hem rahatlıyoruz hem de bizim yazıp söylememiz gerekenleri
Cumhurbaşkanı anında, hepimizden önce seslendirdiği için herhalde
biraz da mahcup oluyoruz.
Örneğin Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz'un "Türkiye'deki durumun
devam etmesi halinde, Avrupa Birliği olarak ekonomik yaptırımlar
dahil, bazı önlemleri düşünmek zorunda kalacağız" şeklindeki
demecine verdiği cevap, hepimizin duygularına tercüman olmamış
mıydı?
Şu terbiyesize bak
Bu cevabın bir bölümünü hatırlayalım:
"- Birileri kendi akıllarınca bu coğrafyayı bize dar etmek istiyor.
Şu terbiyesize bak ya, 'Yaptırım uygularız' diyor. Ya senin her
yerin yaptırım olsa ne yazar. Geç kalıyorsun geç. Biz de bu
saldırılara cevap olarak onların kullandığı ne kadar maşa, alet,
hain varsa hepsinin başını eziyoruz ve ezeceğiz."
Aslında Schultz benzeri bazı akılsız ve sorumsuz Avrupalıların
Türkiye hakkında ileri geri konuştuklarına fazla önem vermek de ne
kadar doğrudur bilemiyorum... Çünkü diğer bazı Avrupalılar da,
Türkiye'nin ne kadar önemli bir ülke olduğunun fazlasıyla
farkındalar.