Mehmet Barlas Sabah Gazetesi

Bad-el harab-ül Bağdat ve Musul

Dans pistinde çiftler vals yaparlarken, iki kolu olmayan bir adam da pistin ortasında sıçrayıp duruyormuş. "Ne yapıyorsun" diye biri sormuş. İki kolu olmayan adam da "Ne yapayım yani, sırtım kaşınıyor" diye cevap...

06 Ekim 2016 | 602 okunma

Dans pistinde çiftler vals yaparlarken, iki kolu olmayan bir adam da pistin ortasında sıçrayıp duruyormuş.
"Ne yapıyorsun" diye biri sormuş.
İki kolu olmayan adam da "Ne yapayım yani, sırtım kaşınıyor" diye cevap vermiş.
Irak Meclisi'nin Başika'daki Türk askeri varlığının sona ermesi gerektiğini öngören kararını görünce, sırtı kaşındığı için sıçrayıp duran adamın hikâyesini hatırladım...

Kargaşalar ülkesi
Düşünün ki Irak yolgeçen hanına dönmüş...
Amerikan işgali ve ertesindeki gelişmeler, bir de IŞİD'in ortaya çıkmasına ve Irak'ın en büyük ikinci kenti Musul'un bir günde IŞİD tarafından işgaline kadar dayanmış.
Ülke Bağdat yönetiminin beceriksizliği yüzünden, Sünnilerle Şiilerin birbirleri ile boğazlaştığı bir arenaya dönmüş. Bu arada merkezi hükümetle Kuzey'deki otonom Kürt yönetimi, çeşitli konularda anlaşmazlıklar yaşamaya başlamışlar.
Sanki başka sorunları yokmuş gibi Başika'daki Türk askerlerine takılmak, hangi akla hizmet eder ki? Eskiler Moğol istilası sonrasında Basra'nın harap olmasını "Bad-el harab-ül Basra" diyerek anlatırdı. Bu söylemi bugün "Bad-el harab-ül Bağdat ve Musul" diye söylesek yanlış mı olur?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Atatürkçüleri tasfiye etti, FETÖ’cüleri aday yaptı’ 15 Nisan 2023 | 587 Okunma FETÖ ve PKK’nın adayı belli, sizin adayınız kim? 14 Nisan 2023 | 585 Okunma CHP’den ‘PKK ile müzakere’ sözü 13 Nisan 2023 | 660 Okunma Erdoğan arayı gittikçe açıyor 12 Nisan 2023 | 1.889 Okunma Atatürk’ün kurduğu partide Atatürkçü aday yok 11 Nisan 2023 | 544 Okunma