Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Güney Afrika'ya uçmadan önce
söyledikleri, yeni anayasal sistemin en veciz şekildeki
özetiydi.
Sistemin özü
Erdoğan "Çalışıyoruz. Bütün kurum kuruluşlar ofisler kimleri nereye
atayalım, bununla ilgili birçok arkadaşlarımızın ismi üzerinde
görüş birliğine vardığımız gibi kendileriyle de görüşmek suretiyle
de isimler olacaktır" dedikten sonra sistemin bu atanmışları
ilgilendiren püf noktasını şöyle özetledi:
"- Bu sistemde bu işin nihai noktası yoktur.
Atanmış olan da her an görevden alınabilir.
Biz burada başarıyı öne alıyoruz.
Başarılı olmaya mahkumûz.
Başarılı olacağız... İşin olmazsa olmazı budur."
Büyük değişim
Açıkçası Cumhuriyet'in ilanından bu yana siyasette bu denli radikal
bir değişim yaşanmamıştır. "Özal reformları" ile çok kısa sürede
ekonomide transformasyonu gerçekleştirdik. Rekabetçi serbest pazar
ekonomisine hemen uyum sağladık.
Devletçilik, katı kambiyo rejimi ve korumacılık bir anda geçmişe
karıştı.
Sıra siyasete geldi
Ama siyasette ve yönetimde temel çizgi uzlaşmacılık üzerinde devam
etti.
Hiçbir başarıya imza atmamış isimlerin yıllarca siyasetin kilit
görevlerinde kalmalarına alışkın değil miydik? Demirbaş bakan
isimleri her bakanlar kurulunda yer almaz mıydı? Düşünün ki
Yunanistan'da veya Fransa'da en yerleşik partiler, son seçimlerde
neredeyse yok oldular. Ama bizde hâlâ var olan ama hiç seçim
kazanamayan partiler, siyasette hâlâ ağırlık taşıyor...
Ve başarı arayışı
Çoğulcu ve özgürlükçü demokrasinin üzerindeki totaliter ideolojik
vesayeti ancak 15 Temmuz darbe uyarısından sonra tam olarak
kaldırabildik. Ve sonunda yeni anayasal sistem ile her şey geride
bırakılmış oluyor. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri ile "Atanmış
olan her an görevden alınabilir. Biz burada başarıyı öne
alıyoruz..."
Partilerin durumu
Siyasi partilerin başarıları da keşke bu sistemdeki gibi
ölçülebilse... Yeni anayasal sistemdeki Cumhurbaşkanı'nın başarısız
olanı görevden alabilmesi gibi, hiç seçim kazanamayan parti
yöneticilerini de hiç olmazsa delegeler hemen görevden alabilseler.
Çünkü başarısız oldukları halde görevlerini koruyabilenler başarılı
olmazlar, sadece sistemin açıklarını istismar eden oportünistler
olurlar.