Bazı durumlar vardır ki, ne dediğini bilmeyen kişiler yüzünden
bardaktaki sular taşar... Bu durumu biz mesleğimizdeki bazı
kişilerin boşboğazlıkları yüzünden, mesleklerinden olduklarında da
görmüyor muyuz? Bu boşboğazlığı siyasete taşıyanlara son örnek de,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu... Hem kadına şiddet
konusunda söyledikleri, hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine
dönük ayıplı ve sorumsuz ifadeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
söylemi ile "Bay Kemal"in "Ezik Boşboğazlar Müzesi"ndeki yerini
sağlamlaştırdı...
Türkiye'siz olmaz
Aslında bugün Soçi Zirvesi ve sonrasında Türkiye'nin Ortadoğu'da
kazandığı ağırlığa ve ABD'nin YPG/PKK oluşumuna artık silah vermeme
kararına değinecektim. Mesela ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James
Jeffrey de Washington Post'a verdiği demeçte "DEAŞ'a karşı mücadele
öyle bir öncelikti ki, başka şeylerden önce buna odaklanmalıydık.
Şimdi konvansiyonel savaş bittiğine göre daha büyük bir politika
ile geliyoruz. Bunu Türkiye'siz yapamayız. Suriye'de kalmak
istiyorsak Türklerle ilişkileri düzeltmeliyiz" demişti.
Bay Kemal ve kadınlar
Ne var ki Bay Kemal'in kuru sıkı atıp tutmalarına ve iddialarına
karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kadına Yönelik Şiddete Karşı
Uluslararası Mücadele Günü" kapsamında düzenlenen programda yaptığı
konuşma, siyaset gündeminin en önemli olayıydı. Bu konuşmadan bazı
satırbaşlarını kayda geçirmeyi gerekli gördüm...
"- Kadınlara yönelik toplantıda bu zat: 'Erkek işsizse, eve yeteri
kadar para gelmiyorsa, akşam tencere kaynamıyorsa, bu erkek de
gelir hıncını karısından alır' dedi. Bunu diyen Bay Kemal. Böyle
çarpık bir zihniyet olur mu? Böyle yoz bir bakış açısı olabilir mi?
Bu kadına şiddeti alenen meşru gören bir anlayıştır. Ana
muhalefetin başındaki zatın her seçim yenilgisinden sonra evde
neler yaptığını düşünmek bile istemiyorum.
Müfteri ve yüzsüz
"- Bu zat sadece kadınlara yönelik şiddetin savunucusu da değildir.
Ülkemizin ve milletimizin aleyhine kim varsa hepsinin müdafii bu
Kemal'dir. Aynı zamanda müfteridir, yüzsüzdür. Eskiden beri şahsım
ve ailem hakkında aslı astarı olmayan yalanlar üretir. Sanki hiçbir
şey olmamış gibi pişkince çirkefliğe devam eder. Çocuklarım,
kardeşim, eniştem, dünürüm, eski özel müdürüm, yurtdışına
milyonlarca dolar para göndermiş. Daha önce de benim 3 milyar dolar
param olduğunu iddia etmişti. Bu iddiaların da müşterisi çıkıyor.
Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Bir şeyi iddia ediyorsan, onu
ispatla senin ortaya koyman gerekir."
İstifa ederim
"- Ben buradan artık ismini bile anmaya tenezzül etmediğim bu zata
soruyorum. Öne sürdüğün iddiaların belgesi var mı? Varsa çıkar
hemen ben gereğini yapayım. Yoksa çık milletin önüne iftira
ettiğini söyle, özür dile. Aksi halde dünyanın en alçak suçu olan
iftiracı konumuna düşeceksin. Tayyip Erdoğan'ın yurtdışında 1 kuruş
parası varsa, herhangi bir bankada bunu ispat etsin. İspat ettiği
anda Cumhurbaşkanlığı makamında bir dakika durmayacağımın
garantisini veriyorum. Bunu ispat edemeyen Kemal acaba o makamında
duracak mı? O da bana taahhüdünü versin."