Ramazan'ın sonunda bayramın geleceğini bilmek tabii ki hoş bir
duygudur... Ama bu coğrafyada yaşayan insanların
genlerinde "Bayram"ı da ihtiyatla değerlendirmek gibi bir
bilgi vardır. Herhalde bu nedenle iktidar sahibi siyasetçiler zaman
zaman "Bir bayramlık bir de idamlık giysim var" demek
gereğini duyarlar. Ya da en yerleşik atasözlerimizden
biri "Deliye her gün bayram" değil midir? Eski
bayramlarla yeni bayramlar arasındaki en büyük fark acaba
kutlamaların artık cep telefonlarındaki SMS'lerle yapılmalarından
ibaret mi? Ya da hiç değişmeyen şey, her bayramda kentlilerin deniz
kıyılarına kaçışı ve bu arada ölümlü kaza haberlerinin yoğunlaşması
olabilir mi?
Bodrum'un değişimi
"Değişim"in Bodrum'a yansımasını uzun yıllar önce bir bayram
tatilinde yaptığım Mavi Yolculuk'ta hissetmiştim. O güne kadar her
Mavi Yolculuk'ta bindiğimiz tirandilin Bodrum'un yerlisi olan
tayfası, akşam yemeği öncesinde "Abem, sana bir rakı dökem
mi"diyerek hizmet sunardı. O bayram tatilinde Alman Limanı'nda
demir attığımızda geldi yanıma... "Abem, sana bir cin and
tonik dökem mi" dedi. Bodrum'un dünyaya açıldığını böylece
hissetmiştim...
Bazı kurumlar
Evet... Bodrum da, Türkiye de, dünya da çok değişti. Ama bayrama
ilişkin bazı atasözleri hala anlamlarını korumaktalar... Bazılarını
hatırlayalım...
-Bayramda borç ödeyene ramazan kısa gelir...
-Meyhanecinin yüzünü bayram topu güldürür...
-Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?
-At ölür, itlere bayram olur...