Bilginin hiç devrede bulunmadığı, belleklerin bir bebek hafızası
gibi bembeyaz olduğu ve sadece yalın zekâ ile her konuya yaklaşılan
bir dünyada, kim bilir ne hoş tartışmalar yapabiliriz...
Gazeteciliği bankacılığa katıp siyasetin rantına ortak olmaya
heveslenenlerin gazetelerini batırıp, patronlarını cezaevine
gönderdiklerini hatırlıyor muyuz mesela?
Örneğin "Neden köpekler kuyruklarını sallar da kuyruklar köpekleri
sallamaz" benzeri derin içerikli felsefi arayışlara girebiliriz...
Veya serinlemek için eline aldığı yelpazeyi sallamak yerine,
yelpazeyi sabit tutup, yüzünü sallayan bir adam serinler mi sizce?
Arşimet'in tası hamamdaki suda yüzmeseydi veya ağaçtaki elma
Newton'ın başına düşmeseydi, bunların simgelediği fizik kanunları
doğa olaylarını etkilemeyecek miydi?
Olmayana ergi
2'nci Dünya Savaşı'nda Japonya Pearl Harbour'da Amerika'yı vurduğu
zaman, Nazi Almanyası Japonya'ya savaş ilan etseydi, ABD
Avrupa'daki savaşa Almanya karşısında katılmayacak mıydı? Napolyon
Waterloo'da İngilizleri yenip sonra Britanya Adası'nı işgal
etseydi, şimdi İngiltere'de trafik Fransa'daki gibi sağdan mı
akacaktı?
Ya böyle olsaydı
Osmanlı İmparatorluğu 1'inci Dünya Savaşı'na katılmasaydı ya da
İngiliz -Fransız ittifakının yanında katılsaydı, bugün bizler
cumhuriyetle değil monarşiyle mi yönetiliyor olacaktık? Türkiye
2'nci Dünya Savaşı'na katılsaydı ve Balkan ülkeleri gibi önce
Almanya sonra da Sovyetler tarafından işgal edilip Demir Perde
ülkesi olsaydı, şimdi Avrupa Birliği'ne girmemiz daha kolay mı
olurdu?
Her şey tersine döndü