Bir avuç kifayetsiz muhterisin uzlaşma ve çözüm üretmek yerine kavgayı önde tutan anti-siyaset gösterilerini "Haber" diye izlerken "Dön baba dönelim, hacılara gidelim" veya "Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur" benzeri özdeyişlerin neden hiç eskimediklerini yine anladım. Ayrıca Temel fıkralarındaki Temel'in de Ankaralı siyasetçilerin ve onların danışmanlarının kafa yapılarını yansıtan bir motif olması gerektiğini düşündüm...
Hem uzatmışsınız...
Bu Temel'e bir ev ziyaretinde taze incir ikram etmişler. Hayatında ilk kez yediği bu meyveyi çok sevmiş Temel... Bir yıl sonra aynı eve konuk olarak gittiğinde, ev sahibine "Bana geçen sefer ikram ettiğiniz o şeyden yine yiyebilir miyim" demiş. Ev sahibi Temel'e "İstediğiniz yiyeceğin adı ne" diye sorunca Temel "Adını bilmiyorum ama kabuğu mor ile yeşil arasıydı. Kabuğu soyunca beyaz bir gövdesi vardı" diye tarif etmiş inciri... Ev sahibi de bu tarife bakıp "Temel herhalde patlıcan istiyor" diye düşünmüş. Temel kendisine verilen patlıcanı ısırmış ve sonra ev sahibine dönmüş, "Siz bunu hem uzatmışsınız hem de tadını kaçırmışsınız" demiş.