Sürekli "Barış"tan söz eden eli silahlılar ve "Özgürlük isteriz"
diye bağrışan zorbalar siyasal yaşamımızdan hiç eksik olmazlar...
Belediyeciliği "Hendekçilik" zanneden, muhalefet etmekle "Hakaret
etmeyi" özdeş kılan bu aymazlar, seçilip geldikleri Ankara
dışındaki bütün başkentlerden işaret beklemezler mi?
Şu kısa demokratik yaşamımızda neleri görmedik ki? Rahmetli Turan
Güneş bir dönem Türkiye'de barışçılığını güvercinlerle simgeleyen
ve sonra miğferli fotoğraflarla "Terminatör" kimliğine giren
siyasetçi modelini, "Karınca ezmez" adamın öyküsü ile
anlatırdı.
Bu adam papaza gidip, pantolonunun paçalarını yukarı çekmiş ve iki
ayak bileğindeki çıngırakları göstermiş...
- Ben karıncaları bile incitmekten çekinirim. Bu yüzden ayak
bileklerime çıngıraklar taktım. Yürürken bunlar çalıyor ve
karıncalar kaçışıyor, demiş.
Karınca ezmezmiş...
Sonra affedilmesi için günahlarını anlatmaya başlamış. Eşi
hastanedeyken evlerinde kalan baldızı ile bir gece dayanamayıp işi
pişirdiğini anlatınca, papaz "Olur mu öyle şey" diye itiraz etmiş.
Adam çıngırakları gösterince de "Tamam bu günahın affedildi, başka
günah yok değil mi" demiş. Adam bir tren yolculuğunda da
dayanamayıp aynı kompartımandaki kaynanası ile birlikte olduğunu
anlatmış. Bunun üzerine papaz bağırmış...
- O çıngırakları ayak bileklerinden çıkar, başka yerine tak.
Karıncaları düşünme artık. İnsanlar kaçsın!
Bu Amerikalılar
ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın Türkiye'yi ziyaretinde yaptıklarını
izlerken, bu kişinin Bin Ladin'i yok etmek için müttefikleri
Pakistan'a haber vermeden bu ülke topraklarına helikopterlerle gece
baskını yapanların siyasetçisi olduğunu pek düşünmedik
galiba.