Bütün toplumların yaşamlarını
şekillendiren "Gelenekler" vardır. Örneğin İngiliz
siyasetinin geleneklerinde "İdeolojik saplantıları reddeden
pragmatizm" ve"Parlamentonun üstünlüğü" ağır basan
öğelerdir.
Örneğin Muhafazakar Thatcher'in ekonomik politikasını İşçi Partili
Blair de, kompleks duymadan devam ettirebilir. Ya da ülkede
iktidara en ağır muhalefeti yapan siyasetçilerin, ülkeleri dışında
asla ülkelerinin yönetimini eleştirmemeleri de, siyasi bir
gelenektir.
Biz Türkler de sık sık geleneklerimize bağlı olduğumuzu övünerek
vurgulamaz mıyız?"Geleneksel konukseverliğimiz"i falan her fırsatta
hatırlatmaz mıyız? Yabancı dillerde"Gelenek" kelimesinin
karşılığı olan "Tradition", Latincedeki "Devretmek"ten
türemiş... Acaba bizim siyasetimizin kuşaktan kuşağa devredilen
gelenekleri arasında hangi öğeler ağır basar?
Hakimiyet kimindir?
Mesela "Hakimiyet milletindir" ilkesi siyasi
geleneklerimizin bir temel öğesi olarak kuşaktan kuşağa
aktarılıyor? Bunun bir yansımasının da İngiltere'deki
gibi"Parlamentonun üstünlüğü" olması gerekmez mi?
Ancak ya Osmanlı'dan ya da seçim sistemimizden kaynaklanan siyasi
geleneğimiz"Parlamentonun üstünlüğü"nün "Liderlerin
üstünlüğü"ne dönüşmesine dayanmıştır. Demokrasiye geçtikten sonra
bir türlü gerçek ön seçimin şart olduğu "Dar bölge"sistemini
gerçekleştiremememiz, milletvekili olabilmeyi parti liderlerinin
iradelerine bağlamıştır. Seçmenlerin işlevi ise, liderlerin
oluşturduğu aday listeleri arasında tercih yapmakla
sınırlanmıştır... Milletvekilleri de kendilerine oy veren
seçmenlerden çok kendilerini seçtiren liderlere hizmet etmeyi doğal
görmüşlerdir.