rezilya'da devlet başkanlığı seçimini, İşçi Partisi'nin lideri
eski başkan Lula da Silva kazandı. Sandık sonuçlarına
göre Lula yüzde 50.83, rakibi Devlet
Başkanı Jair Bolsonaro yüzde 49.17 oy aldı. Daha
önce Brezilya'yı iki kere yöneten Silva, ilk görevinin
nüfusun yüzde 25'ini kapsayan "açlıkla mücadele
etmek" olduğunu söyledi.
77 yaşındaki Lula da Silva, 31 Aralık 2010'da başkanlık
görevini bıraktıktan sonra "yolsuzluk" davaları nedeniyle
580 gün hapiste kalmıştı. Brezilya Yüksek Mahkemesi, bu cezanın
politik olduğuna karar verince Lula yeniden seçilme
hakkını kazandı. Dünyanın her yerinde benzer dalgalanmalar
yaşanıyor. Daha iyisi bulunana kadar demokrasi en iyi yol, ancak
demokrasi ve kurumları tüm dünyada hızla itibar kaybediyor.
"İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü,
serbest rekabet, karşılıklı bağımlılık" gibi kavramlar
geçen yüzyılda kalan masallar olarak tarihe geçti.
Mesela, Ukrayna'ya silah adı altında yapılan yardımlar
doğru yere gitseydi dünyada tek aç kalmazdı, ayrıca on
binlerce kişi de savaştan ölmezdi.
Umarım yeni Brezilya Başkanı açlıkla mücadelesinde başarılı olur.
Ama açlık konusunda dünyada gidişat hiç de iyi
değil. Rusya'nın sevkiyatı durdurması, dünyadaki tahıl
fiyatlarını yüzde 3 oranında artırdı. Sevkiyatın yeniden başlaması
için Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rus mevkidaşıyla
görüşme yapacağını söyledi. Ancak Ukrayna'nın Rus unsurlarına Batı
ve NATO destekli saldırıları devam ettiği sürece bu koridor
açılacak gibi durmuyor.
ÖNCELİKLİ KONU AİLE
Türkiye'de ise açlık ve donma riski yok. Ancak toplumsal ve ailevi
değerlerin saldırı altında olduğuna dair yaygın bir kanaat
var. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi yeni anayasayı görüşmek
üzere toplanıyor. Söylenenlere göre anayasa çalışmalarında
öncelikli konu, aile düzenine ilişkin olacak. Altılı masada
ise "ayak
çoğaltma" ve "baş bulma" çabaları aynı hızla
devam ediyor. Belki bir gün dünyanın ve Türkiye'nin konularına ve
sorunlarına değinmek akıllarına gelir.