Her çeşit terör örgütünün ve kayıt dışı siyasetin devlet
düzenini ve toplumun istikrarını hedef alan silahlı eylemlerinin ve
algı operasyonlarının tırmandığı bir dönemi, ne yazık ki bir kez
daha yaşamaktayız.
Demokrasiyi ve uzlaşma ortamını güçlendirmesi beklenen 7 Haziran
genel seçimleri, ne yazık ki HDP'nin kayıt dışı siyasetin unsurları
ile yakınlaşmasına dayandı. Bu partinin seçim barajını geçmesini
mutlulukla karşılayan ve TBMM'nin daha kapsamlı bir temsil gücüne
kavuşmasından mutluluk duyanların önemli bölümü şimdi şaşkın... HDP
ile PKK'nın özdeş konuma girmeleri, 7 Haziran seçimlerinin beklenen
sonucu değildi.
İlk kez değil ki
Terör örgütlerinin devlet düzenine karşı silahlı eylemler
koydukları dönemleri geçmişte de defalarca yaşadık. Bu dönemlerin
nasıl sonuçlandığını da herhalde hatırlıyoruz... "Eli silahlı
kuvvetler" eylemlerini tırmandırdıklarında devreye "Silahlı
Kuvvetler" girdi ve derindeki devletin öteki yanı "Askeri yönetim"
kisvesi altında yüzeye çıktı. İçinde bulunduğumuz dönemde ise artık
devrede "Derin Devlet" yok... "Vesayet rejimi" de "Bürokratik
oligarşi" de galiba geçmişte kaldılar.
Bunlar hatırladıklarımızın bir bölümü... Ancak "Bilmek" ve
"Hatırlamak" çok farklı şeylerdir.