Albert Einstein'dan sonra çalışmaları ile en parlak fizik
teorisyeni olarak kabul edilen Stephen Hawking'in ölümü, dünyadaki
diğer olayları ikinci plana itti. Vücudu neredeyse yaşamayan ama
beyni tüm gücü ile çalışan ve sesi ancak bilgisayar yardımı ile
konuşmaya dönüşebilen Hawking, bilim dünyasında izafiyet teorisine
yaptığı katkılar kadar kuantum teorisine yaklaşımları ile de
hatırlanacak.
Kehanetleri
Ama bilim adamı olmayan benim gibi okurları için Hawking "Zamanın
Kısa Tarihi" ile zihnimizde ufuklar açmıştı. Hawking'in evrende
neler olduğunu tanımlamaya çalışan yaklaşımlarından bugüne kalan
kehanetleri, tıpkı Nostrdamus'un kehanetleri gibi gelecekte de
gündemde kalacak.
Hawking "Zamanın Kısa Tarihi"nde "Dünyanın güneşe kavuşmasına
uzanan zaman diliminde milyonlarca yıl geçecek" diyerek "Dünyanın
sonu geldi diye endişe etmeye gerek yok" demişti.
Yıldızlara göç
Ancak 2001 yılında Daily Telegraph gazetesine verdiği demeçte de
"Eğer uzaya açılmak gerçekleşmezse insanlık 1000 yıl daha varlığını
koruyamaz" demişti Hawking... "Bir tek planette yaşarken çok fazla
kaza işle karşılaşılabilir. Ama insanlığın yıldızlara
ulaşabilecekleri konusunda iyimserim" diye devam etmişti.
Büyük insanlık
Bedensel özürlü olan ama beyinsel üretkenliği ile kimsenin
yarışamadığı Stephen Hawking, büyük insanlığın seçkin bir üyesiydi.
Royal Society'nin ve National Academy of Sciences (Amerikan Ulusal
Bilimler Akademisi) üyesiydi.
Ve diğerleri
Hawkinglerin de var olabildiği bu dünyada, Donald Trump'lar ve
Muhammed bin Selman'lar siyasete yön veriyorlar. Vücutları tam
olarak çalışan ama beyinleri dünyayı karıştırmaya proglamlanmış bu
tür insanların, sattıkları ve aldıkları silahlarla birlikte
önümüzdeki bin yıldan daha yakın bir zamanda başka yıldızlara göç
etmelerini ümit etmekten başka bir şey yapamıyoruz.