Siyaset meydanında kurusıkı atanlar da, siyaseti sadece
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırmak biçiminde görenler de "Yeni
Türkiye" ile eskisi arasındaki farklardan habersizler. Eskiden en
büyük ekonomik krizler bile nispeten hafif hasarlarla
atlatılabilirdi. Köylü köyüne, kentli de kendi kabuğuna kapanırdı.
Bugün ise, 300 milyar doları aşkın bir dış ticaret hacmi,
milyonlarca kişinin tüketim kredisi kullandığı bir finansman
piyasası, dış borsalara endekslenmiş bir piyasa, hizmet ve sanayi
ağırlıklı bir toplum var.
Yani bugün "Ben iktidar olursam çalışanlara, emeklilere şöyle
yapardım, akaryakıtın fiyatını düşürürdüm" diyerek seçim vaatleri
seslendirenler, ya sırtlarında yumurta küfesi, ya da duvarlarında
asılı ve 2015 yılını gösteren bir takvim olmadığı için böyle
yapıyorlardır. İktidar olmanın sorumluluğunu bilenler ise, sadece
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a saldırarak siyaset mesleğini icra
ettiklerini sanıyorlar.