Arap Baharı'nı Libya'da iç savaşa, Mısır'da darbeye, Suriye'de katliama, Irak'ta IŞİD'e dönüştüren "Büyük Akıl" bu ülkelerdeki küçük akıllı işbirlikçileri olmadan hiçbir projesini gerçekleştiremezdi. İran'da tek derdi ülkenin petrollerini millileştirmek olan demokrat Musaddık'ı deviren Büyük Akıl, sonunda bu ülkenin Humeyni rejimine teslim olmasını çaresizce izlemedi mi? Irak'ı işgal ettikten sonra Maliki gibi bir ismi işbaşına getiren o Büyük Akıl, ülkenin Şii- Sünni kamplaşmasına sahne olmasını ve sonunda IŞİD'in doğumunu ve Musul'u ele geçirmesini sadece izlemedi mi? Uzaktan izlediler Akıllarının boyu ihtiraslarının boyundan kısa olan küçük akıllı siyasetçiler ve askerler Yugoslavya'yı kana ve nefrete boğarlarken, Avrupa kıtasındaki bu faciayı Büyük Akıl beş yıl uzaktan izledi. Kaddafi'ye Elysee Sarayı'nın bahçesinde çadır kurduran Fransa, daha sonra bombaladığı Libya'dan canlarını kurtarmak için Avrupa'ya sığınmaya çalışan Libyalılardan son üç günde 700'ünün devrilen botlardan düşüp boğulmaları karşısında, matem mi tutuyor sanki? Hiç ders almazlar Bu coğrafyada yaşayan ve kendi halklarının iradesine saygılı olmak yerine "Büyük Akıl"a hizmet etmeyi yeğ tutan küçük akıllı kuklalar, Irak'ın, Suriye'nin, Mısır'ın, Libya'nın yaşadıklarına bakıp ders almayı neden hiç düşünmezler? Halkın oyu ile seçilen ve özgürlükçü demokrasi denilen nimetin kıymetini bilmek yerine gözlerini ve kulaklarını "Büyük Akıl"ın talimatına diken küçük akıllılar, acaba "Milli" olmayı hiç denemeyecekler mi?