Bazıları "Yeni Türkiye" söylemini kabullenmeyip "Değişen ne var ki" diyorlar ama 7 Haziran genel seçimlerinin sonuçları onları herhalde yeniden düşünmeye zorlayacaktır...
Bu seçimlerin bir sonucu da Eski Türkiye siyasetinin "Sağ" ve "Sol" yelpazede değerlendirilmesi alışkanlığının bitmesi gerektiğini işaret etmiyor mu? Yeni TBMM'nin yapısına baktığınız zaman bir yanda "Türk milliyetçiliği"ni temsil eden MHP'nin ve diğer yanda da "Kürt milliyetçiliği"ni temsil eden HDP'nin 80'er milletvekili ile yelpazenin iki ucundaki yerlerini aldıklarını görüyorsunuz.
Etnik kimlikler
7 Haziran'a kadar bu eğilimleri içinde barındıran "Merkez" konumundaki AK Parti'nin kayıpları da, bu iki ucu temsil eden iki partinin AK Parti'den kopardıkları oylardan kaynaklanmıyor mu? Eski Türkiye'nin kitle partileri de, etnik kimlikleri içlerinde eritmezler miydi?
Demek ki önümüzdeki süresi belirsiz bir dönemde etnik kimlikler, Türk siyasetinde ağırlıklı rol oynayacak... Eğer bu süreç uzlaşmanın ve birlikte yaşamak azminin gündeme gelmesi ile sonuçlanırsa, demokrasimiz eskisinden daha sağlıklı olarak gelişmesini sürdürecektir. Aksi halde krizli ve kırılgan bir ortamda yaşamaya mahkûm da olabiliriz.