Çetin Altan hakkında o hayata veda ettiği için yazmak, acı
veriyor... O sadece meslekte hepimizin ulaşmaya çalıştığımız bir
ustalık çizgisinin simgesi değildi... Çetin Altan'la birlikte benim
son 60 yılımın acı ve tatlı anıları da sonsuzluğa karıştılar.
Babamın arkadaşıydı, sonra benim arkadaşım oldu. 84'üncü doğum
gününü bizim evde oğulları ve torunları ile kutlarken, geride kalan
günleri de, birlikte yaşadıklarımızı da uzun uzun konuşmuştuk.
Telefonumda Çetin Altan, Ahmet Altan, Sanem Altan ve torun
Leyla'nın doğum günü pastası önündeki fotoğrafları var.
Anılar anılar...
Cep telefonu öncesi yıllardan anılarımı çıkartmaya çalışıyorum
belleğimden... 1950'li yılların sonunda Cemal Reşit Eyüboğlu'nun
Kabataş'taki evindeydik mesela... Veya 1960 yılının bir yaz akşamı,
babamın Yeniköy'deki konukları arasında Kemal Tahir, Sabahattin
Selek, Tahir Alangu ve Çetin Altan da vardı. Sevgili Kerime
Altan'ın bizleri ağırladığı Basınköy'deki sofrada, bizlere isimleri
Ahmet ve Mehmet olan iki çocuğun da eşlik ettiğini
hatırlıyorum.