İnsanlığın "Tarih" adını verdiği bitmez tükenmez öyküler
antolojisinin en doğru yorumu Mehmet Akif Ersoy'un
dizelerindedir...
"Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi" Napolyon'dan Hitler'e
Tarihi tekrar edenlere dünya çapında en iyi örnek Hitler değil
midir?
Napolyon İngiltere dışında tüm Avrupa'ya diz çöktürdükten sonra bir
de Rusya'ya sefer açmasaydı, hayatının sona ermesini St.
Helen adasında sürgündeyken bekler miydi?
Hitler de Napolyon'la aynı konumdayken Sovyetler Birliği'ne dönük
olarak Barbarossa Operasyonu'nu başlatmasaydı, yolun sonunda
Berlin'deki sığınağında intihar mı ederdi?
Darbecilik geleneği
Bizim iç siyasetimizde de Osmanlı'dan Cumhuriyet'e aktarılmış
tekrarlar yok mudur? Yeniçeri Ocağı'ndan İttihatçılık'a oradan da
Cumhuriyet'in Kemalistlerine aktarılan darbecilik, sonunda
FETÖ'cülüğe kadar dayanmadı mı? Ve kendini "Derin Devlet"in
değişmez iktidarı olarak gören CHP, sonunda kronik muhalefet rolüne
mahkûm olmadı mı?
Menderes ve idam
Tarihten de yaşananlardan da ders almamak veya yaşananları doğru
tahlil edememeye örnekler de o kadar çok ki... 2010'da sayın okurum
Cahit Aksoy'un gönderdiği mektubu hâlâ saklarım. Şöyle demişti
mektubunda...
"- ...1951-1960 arasında Adnan Menderes 43 kişinin idam kararına
imza attı ve hepsi idam edildi. İdamların en dramatik olanı ise, 14
Nisan 1955'te casusluk suçundan idam edilen Hayati Karaşahin'di.
İnfazı, Ankara Samanpazarı'nda halka açık olarak yapıldı. Suçu
neydi? Rusya için casusluk yapmak." Deliler de asılır mı?
Hayati Karaşahin'in idam edildiği dönemde Ankara'da lise
öğrencisiydim.
Hayati Karaşahin yarı meczup bir kişiydi.
...