Eski dilde "Uyur-gezer"in karşılığı olarak "Sairfilmenam"
kavramı kullanılırdı. Bir de "Sairilfilmemat" kavramı vardı... Bu
da "Ölü- gezer" anlamına gelirdi. Yeni dilimizde buna kısaca
"Zombi" diyoruz. Acaba toplum olarak "Sairilfilmenam" mıyız, yoksa
doğrudan "Sairilfilmemat" mıyız?
Sosyo- politik yaşamımız aslında Kafkayen bir öykü gibi değil mi?
"Metamorfoz"un Samsa'sı bir sabah uyandığında kendini böcek olarak
bulur yatağında. Ama onun yanına gelenler bu durumu görmezden
gelirler ya...
Yaşamadık mı?
Bilincimiz sürekli algı operasyonları ile yönlendiriliyor ve biz
bunun hâlâ farkında değiliz mesela... Örneğin "Psikolojik savaş"ın
yöntemlerinin 28 Şubat postmodern darbesinde nasıl kullanıldığını,
toplumun nasıl yanlış bilgilerle doldurulduğunu, yargının bile
emir- komuta zinciri içinde brifinglendiğini, andıçların nasıl
hazırlandığını, televizyon ekranlarına Aczimendilerin, Fadime
Şahinlerin nasıl sürüldüklerini yaşamadık mı?
Acaba hangisiyiz?
Bazılarımız bunları görmezden gelmediler mi? "28 Şubat 1000 yıl
sürecek" yavesini, köşelerinde ve yayınlarında yaşatmadılar mı? "28
Şubat"ta darbeye "Darbe" diyemeyenlerin şimdi de teröre "Terör"
diyememeleri, sizi çok mu şaşırtıyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözleri bugünkü tabloyu yansıtmıyor
mu?