Güney sınırımızın hemen ötesinde yer alan gelişmeler,
Türkiye'nin güvenliğini ve istikrarını oldum olası etkiler.
Irak'taki, Suriye'deki trajik gelişmeleri en somut biçimde binlerce
mültecinin topraklarımıza sığınmaları ile karşılamaktayız. Bunun
ötesinde, Ortadoğu'yu kana bulayan dine, mezheplere ve etnik
farklılıklara dayalı kavgaları, bizim topraklarımıza da ihraç etmek
isteyenlerin olduğunu görmekteyiz. Bu arada dış ülkelerin çıkar
hesaplarının bizi zorladığını inkâr etmek de imkânsızdır.
Ülkenin gerçek gücü
Bütün bu tehdit ve tehlikelere karşı hazırlıklı olurken, ülkenizin
gerçek gücünü de hesap etmek, siyasetin kaçınılmaz bir gereğidir.
Bir ülkenin güvenliğine ve istikrarına yönelmiş tehditler başka
ülkelerin topraklarında veya başkentlerinde da üslenip
beslenirlerse, buna karşı neler yapılabileceğini dünyadaki geçmiş
ve bugünkü örneklere bakarak görebiliriz. Bu konuda bazı
modellerden söz etmek bile mümkündür.
Süper devlet olmak
Süper Devlet Modeli- Bu modeli bugün ABD uyguluyor. Geçmişte
Sovyetler Birliği de "Brejnev Doktrini" ile, tüm blok ülkelerindeki
rejim aleyhtarı gelişmeleri Sovyetlerin güvenliğine dönük tehdit
kabul eder ve müdahale hakkını kullanırdı.
Bugünkü Amerikan modeli güvenlik anlayışında, tüm dünya "Müdahale
edilebilir coğrafyalar" kapsamında.