Ezberlere takılmanın kişiyi ne tür yanılgılara sürüklediğini defalarca görmedik mi? Örneğin yağ ve yumurta sağlık açısından yasaklı besinlerdi düne kadar... Bugün ise onların yerini tuz ve şeker aldı.
Düşünce hayatımızda da "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz" diye bir ezberimiz yok mu? Ama pek az kişi "Ya bilgi sandığımız şey yanlış bilgiyse" sorusunu aklına getirir... Yıllar önce arkadaşımız Fikri Akyüz klişeleşmiş bilgilerin listesini yapmış ve bunlardaki yanlışlara işaret etmişti...
Yazlar sıcak ve kurak mı?
Evet... Mesela tarihi gözden geçirirken Baltacı Mehmet Paşa ile Çariçe Katerina arasındaki ilişkinin cinsellik içerikli olmadığını ve rüşvete dayalı olduğunu öğrendiğinizde, şok geçirmediniz mi?
Fikri Akyüz'ün listelediği klişelerden biri de coğrafya derslerinde ezberletilen "Türkiye'de yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer" cümlesiydi... Oysa bunun bile artık doğru olmadığını, iklimlerin kaydığını ve yaz günü İstanbul'u sel bastığını görmedik mi? Siz neden "Kyoto Protokolü"nün yapıldığını, ozon tabakasındaki delik büyürse dünyadaki yazların da kışların da başka türlü olabileceğini bilmezseniz, sonsuza kadar "Yazlar sıcak ve kuraktır" diyerek, sel sularına bir ağustos günü kapılabilirsiniz.