Seçilerek ülkenin yönetimine gelenler artık Turgut Özal'ın
ekonomik yaşamımıza yerleştirdiği vazgeçilmez ilkeleri çok iyi
biliyorlar. Bunları hatırlayalım mı? Ekonominin akılcı ve evrensel
temel kurallarını uyguladığımız zaman ülkede yokluk, karaborsa,
döviz krizi olmayacağını artık biliyoruz...
- Arz-talep dengesini bozmayacaksın./ Fiyatları sübvansiyone
etmeyeceksin./ Bütçe disiplinini koruyacaksın.
Demokrasi için
Yaşadığımız deneyimler sonucu çoğulcu ve özgürlükçü demokrasinin
evrensel kurallarını da öğrenmiş olmamız gerekiyor...
- Ekonomide olduğu gibi siyasette de serbest rekabeti
koruyacaksın./ Temsili demokrasiyi yok sayıp, "Oligarşik demokrasi"
denemelerine girişmeyeceksin./ İktidarların seçimle gelip, seçimle
gitmelerine alışacaksın.
Nostalji denemesi
Bütün bunları unutup "Ah nerede o Tek Parti döneminin güzel
günleri" diyerek nostalji yapanlara da Yapı Kredi Yayınları'ndan
yıllar önce çıkan İsmet İnönü'nün "Defterler"ini bir kez daha
okumalarını öneriyorum. Bu notlarda dönemin Başbakanı İsmet Paşa,
gündemindeki sorunları bazen bir kelime, bazen bir cümle ile
güncesine yazmış.
Mesela 1925 yılına ait bir sayfadaki notları bazı satır başları ile
hatırlayalım mı?
1925'in krizleri
- Dersim intizar vaziyetinde/ Van'a top iştial ettik./ Eşkiyaya
cibalde taarruz. Hınıs'a teveccüh ettiler./ Burada da vaziyet
şüpheli./ Diyarbakır'da harekât 27'de başladı.
- Teşkilat-ı Esasiye/ Islahat yapacağız/ Asilerle hayli müsademeler
oldu./ Dağlara çekildiler, takip ediyoruz.
- Mesela bazı mıntıkalarda medreseler kapatıldı, hafızlar men
edildi. Şimdi bazı kimseler çıkar, "Din elden gidiyor" derseler
elbette ihtilal olmaz mı? Ben medreseler açılsın demiyorum, fakat
mektep açalım.